Son yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin plasentaya ve dolayısıyla fetüse ulaşabileceğini ortaya koymuştur. Plasenta, anne ve fetüs arasında besin ve oksijen alışverişini sağlayan kritik bir organdır. Ancak, mikroplastik parçacıkları plasentayı geçerek fetüse ulaşabilir ve bu durum, doğmamış bebeklerin sağlığı üzerinde potansiyel riskler oluşturur.
Araştırma Bulguları:
2020 yılında yapılan bir çalışmada, incelenen plasentaların %50’sinde mikroplastik izlerine rastlanmıştır.
Mikroplastiklerin genellikle polipropilen ve polietilen tereftalat (PET) gibi yaygın plastiklerden oluştuğu tespit edilmiştir.
Parçacıklar, hem anne hem de fetüs tarafından taşınabilen ve gelişim sürecine doğrudan etki edebilen kimyasallar içerir.
Mikroplastiklerin Fetüs Üzerindeki Potansiyel Etkileri
Fetüste plastik bulunmasının uzun vadeli etkileri henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu durumun hem fiziksel hem de biyokimyasal gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği düşünülmektedir:
Hücre Gelişimi Üzerindeki Etkiler: Mikroplastikler, hücre bölünmesi ve büyümesi sırasında sorunlara yol açabilir, bu da organ gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler: Mikroplastikler ve bunların taşıdığı kimyasal maddeler, fetüsün bağışıklık sistemi üzerinde baskılayıcı etkiler yaratabilir ve doğum sonrası enfeksiyon riskini artırabilir.
Hormonal Bozukluklar: Mikroplastiklerin içerdiği endokrin bozucu kimyasallar, fetüsün hormon dengesini etkileyerek, gelişimsel ve üreme sağlığında uzun vadeli sorunlara yol açabilir.